Sorduğu tek soruyla şehri terk etti! Hedefi fidan başına 1 kilo: ‘Doktorlar tavsiye ediyor’


Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr –Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden 2001 yılında mezun olan Burcu Bayülken, henüz üniversitenin üçüncü sınıfındayken kabin memuru olarak çalışmaya başladı. Beş yıl boyunca havada geçen bir kariyerin ardından kendi şirketini kurdu ve ikinci el bilgisayar alım satımıyla ticaret hayatına adım attı. İhalelere girerek perakende satış yapan Burcu, ekonomik koşulların küçük esnafı giderek daha fazla zorlaması üzerine 2023 yılında 18 yıldır sürdürdüğü şirketini kapatma kararı aldı.
Ticaretle geçen yılların ardından, pandemi süreci onun için bir dönüm noktası oldu. “2020’nin mart ayında pandemi ülkemizde ilan edildikten sonra marketlerdeki panik havası beni düşünmeye itti” diyen Burcu, yaşadığı farkındalığı şu sözlerle aktardı: “Bu panik kısa sürdü ama ya bir ay devam etseydi? Raflar boş, yiyecek bir şey yok… Aileme döndüm ve ‘Bir karış toprağımız yok, böyle bir durumda ne yiyeceğiz, beton mu?’ diye sordum. O an ortamda bir sessizlik oldu. Fark ettiğim şeyin onlar da farkına vardı ve ben de artık bir şeyleri değiştirme zamanı geldiğini hissettim.”
‘HARİTADAN İŞARETLEYİP ÖYLE KARAR VERDİM’
İstanbul’da bir işi olan Burcu, hem işiyle ilgilenebileceği hem de kendisi ile ilgilenebileceği bir bahçesi olsun diye düşündü. Hafif ticari bir getirisi olsun ama boyumu da aşmasın derken İstanbul’a yakın yerlerde arsa bakmaya başladı. Haritadan yakın yerleri işaretledi. İznik’e önce haritada karar verdi. Maddi durumunun yakalayabildiği ve henüz keşfedilmemiş bir yer olduğunu bölgeyi gezerken fark etti. ‘Mavi yemiş (Türkiye’deki tescilli adı mavi yemiştir, yaban mersini adı halk arasında yaygındır) ekili tarlaları gördüm’ diyen Burcu, “Bölge buna gayet uygundu. Henüz de yatırımlar yeni başlamıştı. Benden 3 yıl önce falan. Bölgeye uygun olan ürün olduğu için mavi yemiş ekmeyi tercih ettim. Doğa ile savaşmaya gerek yoktu. Ne uygun ise onu tespit edip ekmek en doğrusudur” bilgisini paylaştı.
Bu kararın hayatının dönüm noktası olmadığına dikkat çeken Burcu, “Olan alternatif bir hayattı. Finansal okur-yazarlığım vardır biraz ve o yönüme güvenirim. İstanbul’daki işimi enflasyonist ortamda uzun süre götüremeyeceğimi gördüm. Ya çok büyüyecektim ya da kapatacaktım. İhaleler çok yüksek rakamlara çıkmaya başlayınca dedim tamam duygusal olmaya gerek yok. 18 yıldır kendi işimin patronuyum. Çalışanlarımla aile gibiyiz. Mutluyuz. Güvendeyim, bildiğim ortam. Bunları düşününce bırakması zor aslında”diyerek şunları söyledi:
‘HİÇ BİLMEDİĞİNİZ 30 HANELİ KÖYDE YABANCISINIZ
Her yeni başlayan şeyin en başlarda zor olduğunu dile getiren Burcu, “Bilgi ve tecrübeniz neyi gerektiriyorsa onun yapılması gerektiğini savunurum ben. Güçlü yanlarımızı geliştirmek varken sıfırdan bambaşka bir yola girmek çok risklidir. Çok okuyup, çok araştırıp, çok gözlem yapıp vardığım sonuçları iyi analiz ettiğimi düşünüyorum. Aynı zamanda da pes etmek nedir bilmem. Bu işe girerken aileme yine dediğim bir laf geldi aklıma, ‘Ya kadın çok uğraşıyor, kendini heder etti. Artık uğraşmayıp bırakmalı, demek ki olmuyor’ denilen bir noktada olduğumu görürseniz lütfen beni uyarın. Hadiseye çok yakından baktığım için olmayacak bir şeyi oldurmaya çalışıyor olabilirim belki. Kimse bugüne kadar böyle bir şey söylemedi. Zor yanına gelirsek, hiç bilmediğiniz 30 haneli bir köye geliyorsunuz ve direkt yabancısınız.Yabancı olma işi, zorlayıcı olabilir. Ben zorlanmadım. Bununla birlikte onlardan olmama durumu imkanları zorlaştırabiliyor. Yerleşmiş belli başlı bazı işleyiş kurallar var köyde. Hepsi akraba zaten. Yol yordam öğrenmek gerekiyor. Hemen arkasından ise onaylayın veya onaylamayın saygı duymak zorundasınız” dedi. Köydeki insanların tutumuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
‘DOKTORLAR BİLE BU ÜRÜNÜ TAVSİYE EDİYOR’
Yaban mersini gibi hassas bir ürünle çalışmanın kolay olmadığına dikkat çeken Burcu, “Hastalıklara çok açık ve aşırı hassas. Ayrıca toplanması zor ve uzun mesai istiyor. Kök gelişimini sağlamak zor bir konu. Herkes meyveye odaklansa da kök gelişimi hepsinden önemli. Kökler asla kuru ve çok ıslak olmayacak. Bu nedenle bahçenin ön hazırlığı çok önemli. Setler yapılmalı ve o setlere dikilmeli. Bu setler drenaj ve yabani ot kontrolü için çok önemli. Bu ilk hazırlık dönemi aşırı zorlayıcıydı. Bir de bitkinin kökleri yüzeysel ve de kılcal olduğu için yabani ot ile mücadeleyi elle yolmayla yapıyorsunuz. Bu hâlâ beni zorluyor. Yabani ot olmasa işim yok gibi bir şey” ifadelerine yer verdi.
En başından beri verim konusunda zorlanmadığını söyleyen Burcu, “Tek sorun dışsal faktörler. Don, dolu, kuş ve böcek zararı. Bunları kontrol edebilirseniz sorunsuz bir hasat geçirebilirsiniz. Bu da yatırım maliyeti demek. Çözümleri var. Burada değinmek istediğim bir konu daha var. Biz çiftçiler topraktan beslemeyle sadece yüzde 2’ye müdahale edebiliyoruz. O yüzden aşırı gübreleme, kimyasallar ile yükleme yapmanın bir faydası yok. Topraktaki mikroorganizmalar ve iyi bakterileri çoğaltıp korumak gerekir. Kimyasallarla bu sistemi bozuyoruz. Gerek yok” bilgisini paylaştı.
“Tarım ile uğraşmanın zor olduğunu tahmin ediyordum, bununla birlikte çok özveri istediğini işin içine girdiğimde daha iyi anladım”diyen Burcu, “Her şeyi zamanında ve dozunda yapmanız gerekiyor. Doğada bir iş yapıyorsanız sakin ve akışta olmanız gerekiyor. Doğa nasılsa ona uymanız, onunla harmoniyi yakalamanız gerek. Ayrıca mavi yemişin, aromatik ve tıbbi bir bitki olduğunda çoğu kimsenin haberi yok. Şifasını ön plana çıkartmak gerekir. Bugün doktorlar bile kanser hastalarına bu ürünü tavsiye ediyorlar. Aynı zamanda diğer yan hastalıklara da faydası saymakla bitmez. Bunu salt bir meyve olarak değerlendirmemek gerekir. Üretimine gelirsek ise köklerinin kılcal ve çok hassas olduğunu tekrar söylemem gerekir. Dibinde çukur açıp suyu dolduruyorlar. Tam tersi olmalı dibihafif yüksekte olmalı, su köklerde birikmemeli, akıp gitmeli. Kökleri çürümeye çok müsaittir. Her zaman nemli olmalı dipler. Bir de derin dikimler yapılıyor. Bu bitki dip sürgünü verir. Dipleri toprağın hizasının altına alırsanız dipten yeni sürgünler geliştiremez ve bitkinizi kaybedersiniz” diye konuştu.
‘FİDAN BAŞI 1 KİLO HEDEFİM VAR’
Bahçenin şu anda 4. yılında olduğunu söyleyen Burcu, “İlk 2 yıl meyve almadık. Geçen sene doludan hasar gördü. Bu sene ise dondan hasar gördü. Şu an için üretimimiz hangi aşamada ben bile bilemiyorum. Bununla birlikte bitkilerin gelişimi bu sene iyi. Seneye bir aksilik olmaz ise fidan başı 1 kilo hedefim var. Bitki 6 yaşında tam verime geçiyor, onu da yaşayıp göreceğiz. Hayallerimi yaşıyorum şu anda. Yeni Hayat’ta mutluyum. Kendine yetebilen bir yer olmasını ümit ediyorum. Belki sürekli bir tane çalışanım olur. Harika olur, düşüncesi bile güzel” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: