40 metreden düştü, 8 saatte çıkarıldı! Guinness yolunda: Tekerlekli sandalyeyle 422 şehir

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – 1989’da Antalya’da dünyaya gelen Önder Yurdagül, yetenekli bir futbolcu olma hayali kurarken, bu hayalini Antalya’da falezlerden, 40 metre yüksekten düşerek kaybetti. İlkokul 4. sınıf öğrencisiyken arkadaşlarıyla top oynamaya giden Önder, Antalya Karaalioğlu Parkı’ndaki falezlerden aşağıya düştü. Yaklaşık 7-8 saat sonra kurtarılan Önder, “1999 yılının bir cumartesi akşamıydı. O dönemin Türkiye şartlarında, platinler ve sırtıma takılan çivilerin bulunması hem teknolojik olarak hem de ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle zordu. Fakir de bir ailenin çocuğuydum. Babamın sigortası falan yoktu. 3gün kadar hastanede kaldım, dördüncü günde ameliyat olabildim. Sonrasında tedavi sürecim başladı. Yaklaşık 2-2,5 buçuk yıl kadar yatalak haldeydim. Hayatımda yaşadığım en büyük travmalardan biri, Ankara’da fizik tedavi görürken doktorların babama bir daha yürüyemeyeceğimi söylemeleri ve artık yatalak kalacağımı söylemeleriydi.Artık yapabileceğimiz bir şey yok’ deyip bizi Antalya’ya geri döndürmek istediklerinde babamın yüzündeki o çaresizlik ve hüznü gördüm. Babam rahmetli olmasına rağmen ara ara o yüz gözümün önüne geliyor açıkçası”sözleriyle anlattı.

‘İNSANLARIN 60 YAŞINDA KAYBETTİKLERİ ŞEYİ BEN 10 YAŞINDA KAYBETTİM’

“İnsanların 50-60 yaşında kaybettikleri şeyi ben 10 yaşında kaybettim”diyen Önder, “Çok iyi bir futbolcu olma, ailemi kurtarma, zengin olma hayalimin tamamının bir anda elinizden alındığını düşünün. Yataktan doğrulamıyorsunuz bile ya da yüzünüze bir sinek konuyor, kovamıyorsunuz. Açıkçası bunu çok anlatmak istemiyorum ama benim en büyük travmalarımdan bir tanesi de bu oldu. Evimizin içinde hamam böcekleri falan geziyordu. Yatalakken onların böyle bacaklarımın üzerinden geçtiğinde ben hiçbir şey yapamıyordum. Gelen iyi ya da kötü şeylerin tamamının Allah’tan geldiğine inandım. Birçok kişiye göre kötüyüm ama birçok kişiye göre de iyiyim ve bunun içinden çıkabilirim. Düşsem de yine kalkabilirim. Hiçbir derdi sorun etmiyorum. İnsanların benim hakkımda ne düşündükleriyle gerçekten hiç ilgilenmiyorum. İşte o zaman gerçek bir özgürlüğe adım atmış oluyorsunuz” dedi.

Önder, tedavi süreçlerinin devamında, lise dönemindeyken tekerlekli sandalye basketboluyla tanıştı. Tekerlekli sandalye basketbol milli takımlar seviyesinde görev yapmaya başladı. Hayatında en çok istediği şey ise beden eğitimi spor yüksek okulu okumaktı. Tekerlekli sandalye engelinin ağır olduğu nedeniyle bu bölümü okuyamayacağı bilgisini verildi. Yapabileceği tek şey çok başarılı olup, üstün başarılı milli sporcu kontenjanından üniversitede bu bölümü okuyabilmekti. 2007 yılında genç milli aday kadrosuna ve ardından da as kadroya çağrıldı. 2008’de Adana’da gerçekleştirilen 22 yaş altı tekerlekli sandalye basketbolu Avrupa Şampiyonası’nda milli takımla derece elde etti.

‘FAKİR BİR AİLEDEN GELMENİN ETKİSİYLE HEM OKUDUM HEM ÇALIŞTIM’

Bu süreçte 2009 yılında Akdeniz Üniversitesi beden eğitimi spor yüksek okuluna üstün başarılı milli sporcu kontenjanından yerleşen Önder, “Fakir bir aileden gelmenin de etkisiyle hem üniversite okuyorum hem seyahat acentelerinde ve turizm şirketlerinde çalışıyorum. 16-17 yaşımdan beri çok yoğun tempoda çalışıyorum. Mezun olduktan sonra turizm sektöründe göreve devam ettim. 2014 yılında Aksaray Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’ne sportif eğitim uzmanı olarak atandım. Türkiye’nin ilk engelli sportif eğitim uzmanıyım. Bir buçuk yıl sonra Antalya Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne de tayinle beraber geldim ve görevime devam ediyorum. Bir yıl Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun Antalya İl Temsilciliği’ni yaptım. 2016’da yönetim kurulu üyeliğiyle beraber hem tekerlekli sandalye basketbolu hem de tekerlekli sandalye tenisten sorumlu as başkanlık görevlerini icra ettim. 2021 yılında İngiltere Merkezi Uluslararası Tenis Federasyonu’na komite üyesi olarak bir teklif aldım ve 3 yıl boyunca komite üyesi olarak görev yaptım” diye konuştu.

Üniversite okumadan NASA’da! Yunuslarla aynı evde yaşadı: ‘Kurtulmak için öldü’

“Bedenen bir işi yapamadım ama fiziksel olarak bana uygun işleri yapmaya başladım”diyen Önder, “Turizm sektörüne girdiğim dönemlerde seyahat acentesinde, telefonda tatil satıyordum. Ancak karşıdaki kişi benim tekerlekli sandalyede olduğumu bilmediği için bu anlamda bana karşı ön yargısı yoktu. Karşısında onu ikna edebilecek ya da o satışı yapabilecek biri var mı, onu mutlu edecek bir tatil öneriyor mu ona bakıyor. O zaman kendi kendime, ‘İnsanlar benim ne yaptığımla ilgileniyorlar, tekerlekli sandalyeyle olmamla değil’ dedim.Bu nedenle yapabileceklerimin en iyisini yapıp kendime, ilerleyen süreçlerde iyi bir hayat konforu sağlayabilmek için çok çalışmam gerektiğinin farkına vardım”ifadelerine yer verdi.

TEKERLEKLİ SANDALYE İLE 67 ÜLKE 422 ŞEHİR GEZDİ

Tekerlekli sandalyeyle gezmenin zor ama çok keyifli olduğunu fark ettiği bir yurt dışı gezisine giden Önder, oradan çok keyifle döndü. ‘Tekerlekli sandalyeyle ne kadar çok ülke gezebilirim?’ diye düşündü. “Kabuğunuzdan çıkana kadar, dünyanın o kabuğunuz kadar olduğunu düşünüyorsunuz”diyen Önder, Sonra bu süreçlerin hepsi tamamlanınca bir karar verdim. Dedim ki dünyada tekerlekli sandalyeyle bu kadar ülke ve şehir dolaşan kimse yok. Evet, başlayanlar olmuş ama bizim düşündüğümüz ölçüde tek başına ya da yanında biriyle giden çok bir kişi yok. O yüzden böyle bir yola çıkmaya ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye karar verdim. Tabii buradaki hedef sadece kendi egomun tatmin olması ya da hayata farklı bir bakış açısıyla başarılı olduğunu göstermek değil. Aynı zamanda dışarı çıkmaya korkan, çekinen kişilere de aslında rol model olmaktı. Son ülkelerimiz ve şehirlerimizle beraber 67 ülke, 422 şehri gezdik. Yaklaşık bir yıl önce dünya evine girdim ve artık gezilerime eşimle beraber devam ediyorum” diyerek şunları söyledi:

Alıntı Metni


‘KADIN NE KADAR GÜZEL, YANINDAKİ ADAMA BAK DİYENLER VAR’

Birçok geziye tek başına gittiğini ama sonrasında, takipçilerinin de kendisiyle beraber gelmek istediklerini dile getiren Önder, “Onlar gelince işim biraz daha kolaylaştı. Bazen çekimlerime yardım ettiler, bazen otele giriş çıkışlarda yardım ettiler. Bu bambaşka da bir kapı da açtı. Etrafında hiç engelli olmayan biri, bir engelli nasıl yaşıyor benimle beraber gördü. Örneğin Bursa’da Samet diye bir takipçim vardı, onunla Balkanlara gittik. Tekerlekli sandalyeyle neler yapabileceğinizi yola çıkmadan anlayamıyorsunuz. Korkularınızın üzerinize gitmeniz gerekiyor. Atlamamız gereken engeller oluyor. Eğer bunları gözümüzde çok büyütürsek, korkarsak gerçekten hayatı yaşayamıyoruz. Benim hayatımda özgür olabildiğim birkaç alan var. Bunlardan bir tanesi uçak. Bir tanesi deniz ve havuz. Bir tanesi de otomobilim. Uçakla dünyanın bir ucuna gidebilirim. Tekerlekli sandalyeden bağımsızım uçağın içinde. Kendi arabama koltuğa bindikten sonra dünyanın öbür ucuna gidebilirim ya da denizde havuzda yüzebildiğim için herhangi bir problem yaşamıyorum. İnsanların beni yargılamadığı ya da beni görüp de acımadığı tek yerin yurt dışı olduğunu düşünüyorum. Çünkü yurt içindeyken bazen o acımasız bakışları görebiliyorsunuz. Bazen eşimle gezerken bile duyuyorum. Kadın ne kadar güzel, yanındaki adama bak. Neden bununla beraber?” ifadelerini kullandı.

Trump’tan yeni Epstein bombası! Topu eski başkana attı ’28 kere adasına gitti’ dedi

Birçok engelli takipçisinin, diğer bireylere göre korku düzeylerinin daha yüksek olduğunu söyleyen Önder, onlara özel olarak adeta danışmanlık vererek motive olmalarını ve dışarıya çıkmalarını sağlamaya çalıştığını dile getirdi. “Engelli bireylerin aileleri de beni takip ediyor. Özellikle yurt dışında tekerlekli sandalyeyle gezmenin ne kadar zor olduğu ya da uçağa nasıl inip indiğimiz gibi hiç deneyimlemedikleri birçok deneyim noktasında onların özelden attıkları her mesajı titizlikle cevap vermeye çalışıyorum”diyen Önder Yurdagül, “Onlar da hem bu sosyal hayatın içerisine dahil olsunlar istiyorum. Ben de çok fakir, çok zor şartlar altında büyüdüm. Ancak günün sonunda biraz şans, biraz belki çalışmamızın da etkisiyle dünyanın birçok güzelliğini gördüm. Belki Mısır’da o beyaz kumlar üzerinde yürüyemedim ama o kumları gördüm. Görme engelli bir arkadaşımız da belki o kumları göremiyor ama orada yürüyerek o kumları ayaklarıyla hissedebilecek. İnsanlar o prangaların içerisinden bir türlü çıkamıyorlar, korkuyorlar. Beni düşünün, 40 metre yükseklikten düşmüşüm çocuk yaşta ama şimdi binlerce metre yükseklikte her ay geziyorum. O korkularım geçtikten sonra hayata çok daha başka gözlerle bakıyorum” diye konuştu.

‘BAZEN DALGA GEÇİYOR BAZEN NE DEDİĞİNİ BİLMİYOR’

Birçok engelli bireyin, artık yurt dışına çıkabildiğini söyleyen Önder, “Dikkat etmeleri gereken birkaç unsur var. Birincisi kalacakları yerlerle ilgili, rezervasyon yapmadan önce iletişime geçmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü bazı otellerin asansörleri o kadar küçük ki girmeleri çok zor. Engelli odası görünüyor ama asansörlere tekerlekli sandalyeleri sığmıyor. Hava yolları ve havaalanları açıkçası bu konuda çok tecrübeliler. Uçak rezervasyonunda bunu belirtmeseniz bile havaalanına engelli olmayan bireylerden bir yarım saat önce gittiğiniz zaman orada size her türlü asistan ve destek hizmetini sunuyorlar. Fakat Asya’da özellikle Singapur’da bazı ülkelerde asistan için ekstra ücret alıyorlar. Bizim ülkemizde böyle bir şey yok. Hatta bazı hava yolları bu konuda çok destekçiler” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:

Alıntı Metni
Araçlarda ÖTV oranları sil baştan değişti! Fiyatlar ne kadar artacak?
Turabi’den yıllar sonra Survivor itirafı! Acun Ilıcalı pişmanlığını isim vererek ilk defa açıkladı