Bir videoyla Bali’ye taşındılar! Şimdi şirket kuruyorlar: ‘Türklere büyük sempati var’


Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – İstanbul doğumlu ve aslen Çorumlu olan 25 yaşındaki Selin Bozkurt, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde biyomühendislik okudu. Son 6 yıldır ise tarot okuyuculuğu yapıyor. Yaklaşık 2 ay önce annesi Sema ve kardeşi Ali ile birlikte İstanbul’daki evlerini satarak Bali’ye taşındılar. Online olarak çalışan Selin’in annesi emekli. Şimdi ise anne-kız, İstanbul’daki ortaklarıyla birlikte Türkiye’den Bali’ye yönelik gezi turları düzenlemeyi hedefledikleri bir iş kurma sürecindeler.
Halihazırda İstanbul’dan taşınmak istedikleri bir süreçte olduklarını ve İzmir’den ev baktıklarını dile getiren Selin, “Ancak bir akşam annemin önüne bir sosyal medya platformunda Bali’ye yerleşimle ilgili bir video çıkıyor ve anneme ilham veriyor. Sabah kalktığımızda bize bu fikri sunuyor ve araştırmalara başlıyoruz. Nasıl yerleşiliyor, nasıl bir yaşam var ve bizim imkanlarımız buna ne kadar uygun. Bunları gözden geçirdiğimiz 1 yıl sonucunda da kararımızı harekete geçirdik. Yani kısacası annemin önüne çıkan bir videoyla diyebiliriz” diye konuştu.
‘BURADA KİMSE HİÇBİR YERE YETİŞMEYE ÇALIŞMIYOR’
“Burada kimse hiçbir şeye yetişmeye çalışmıyor, bu bizi en etkileyen şeylerden biriydi”diyen, “Diğer yandan annem de ben de kardeşim de yaz insanlarıyız, doğayı çok seven insanlarız. Bizim için diğer önemli bir unsur da Bali toplumunun inanılmaz pozitif insanlar olmasıydı. Herkes çok güler yüzlü, çok pozitif. Bunların hepsinin birleşiminden oluşan bir motivasyon vardı” dedi.
Türkiye’den Bali’ye gelme kararlarını çevrelerine hemen söylemediklerini dile getiren Selin, “Çünkü bizim için çok radikal bir karardı ve bu karardan da emin olmamız için kendi içimizde bir süreye ihtiyaç duyduk. Kararımıza tam olarak sahip çıkabileceğimiz bir noktaya ulaştığımızda çevremizle paylaştık ve çevremizdeki insanlar da bizim ne kadar ince eleyip sık dokuyarak bu kararı aldığımızı gördükleri için tam destek verdiler. Hiçbirisinden negatif bir dönüş almadık, çok şaşırdılar evet ama çok destekleyici karşıladılar. Benden daha çok heyecanlanan arkadaşlarım oldu” diyerek şunları söyledi:
‘MUTFAK KÜLTÜRLERİ DAMAK TADIMIZA HİÇ UYMADI’
İlk geldiklerinde kendilerini zorlayan iki şey olduğunu söyleyen Selin, “Bunlardan biri yollarının yayalar için pek uygun olmamasıydı. Trafik ışığının pek olmaması ve trafiğin Türkiye’ye göre tersten akması da birer etkendi. Diğer bir zorlandığımız konu ise Türk kahvaltısına alışkın insanlar olarak ilk öğünümüzde yaşadığımız farklılıklardı. Onun haricinde çok bir zorluk çekmedik açıkçası çünkü gelmeden önce neyle karşılaşacağımızın bilincindeydik. Kültürlerimizle ilgili ise öncelikle birbirinden çok farklı olduğunu söyleyebilirim. Kültürel olarak mutfakları bize hiç uygun değil özellikle, damak tadımıza hiç uymadı. Ancak Bali’de tüm dünya mutfaklarına kolayca erişim sağlayabiliyoruz, o yüzden zorluyor desem yalan olur. Kültürlerini çok güzel yaşayan bir toplum olduğunu düşünüyorum, herkes çok saygı çerçevesinde yaşıyor. Mesela her sabah kapılarının önüne çiçek, yaprak, pirinç ve tütsüden oluşan ufak bir adak -Canang Sari deniliyor- bırakıyorlar. Onlar için bir şükran ve dua sembolü taşırken bizim için bize verilmiş ufak bir çiçek aranjmanı olarak mutlu ediyor” bilgisini paylaştı.
“Üçümüz için de en büyük ortak fark Bali’nin günlük yaşantısının çok daha dingin ve yumuşak bir akışta geçmesi”diyen Selin,“Bali’de de trafik olmasına rağmen herkes kornaya bir kere bile basmadan sakince bekliyor. Kimsenin bir stresi, gerginliği yok. Otomatikman siz de daha dingin bir hale geçiyorsunuz. Hayata acele etmediğiniz bir yaşantı burası. 48 yıl İstanbul’da yaşamış ve çalışmış birisi olarak annem, büyük şehrin o hızının buradaki yaşantıyla en büyük farkı olduğunu söylüyor“ifadelerini kullandı.
‘YARDIMSEVERLER AMA TÜRKLERİN MİSAFİRPERVERLİĞİ ÇOK BAŞKA’
Sosyalleşmenin burada daha kolay ve kendiliğinden geliştiğine dikkat çeken Selin, “Her ne kadar İngilizceniz iyi olsa da ana dille anlaşıyor olmak bambaşka bize göre. İnsanı yardımsever buranın da ancak Türk halkının misafirperverliği gibi değil bence. Burada arkadaşlık kurmak çok kolay çünkü Bali zaten hep yeni insanlara ve kültürlere açık insanlarla dolu. Sürekli olarak dünyanın her yerinden gelen bir insan akışına sahip. Yolda yürürken bile herkes birbirine gülümseyip selam veriyor. Daha sakin ve daha dinginiz. Biz işlerimizin hızlı olmasına alışkın bir yapıdan geliyoruz ancak burada her iş çok yavaş. Bankaya gidiyorsunuz, saatlerce bekliyorsunuz çünkü yavaş bir kültür burası. İnsanları çok güler yüzlü ve sosyal. Artık ben de sokaktan yürürken sağa sola selam veriyorum hiç tanımadığım halde” bilgisini paylaştı.
“Şu ana kadar konuştuğumuz tüm yerliler Türkiye’ye aşinaydı ve Türk olduğumuzu söylediğimizde direkt olarak yakınlık gösteren bir yaklaşımdalardı”diyen Selin, “Özellikle buradaki Müslümanlar kendilerine çok yakın gördüler. Bali’nin yerli kadınlarının İstanbul’a masör olarak gittiklerinden bahsediyorlar ilk duyduklarında. Yani kendilerine daha yakın hissettiklerini belirtiyorlar ve merak ediyorlar. Para birimimizi soran, dilimizi merak eden, İstanbul’u çok görmek istediğini söyleyen, nasıl gidiliyor diye öğrenmeye çalışan yaklaşımlar deneyimledik” ifadelerine yer verdi.
‘MUTSUZSAN YER DEĞİŞTİREBİLİRSİN, AĞAÇ DEĞİLSİN’
“Annemle bir mottomuz var. Mutsuzsan yer değiştirebilirsin, ağaç değilsin” diyen Selin, “Hayat çok hızlı geçiyor, özellikle de korkuyla hareket etmek için çok kısıtlı ama çok kıymetli bir zaman diliminde geçiyor. Bu hem 54 yaşında çok şey görmüş geçirmiş hem de 25 yaşında yetişkinliğinin başında iki kadının fikri. Ben ne ara reşit oldum, üniversiteyi bitirdim iş hayatına atıldım da annem ne zaman benim yaşımdan geçti hatırlamıyoruz bile. Bu kadar göz açıp kapayana kadar geçen bir yaşam bazı riskleri hak ediyor bizce. Her günümüz ‘iyi ki yapmışız’ diye geçiyor açıkçası. Biz Bali’ye gerçekten istediğimiz için geldik ve çok keyif aldığımız bir yolculuktayız. Bu her şey kusursuz demek değil, kusurlarını da seviyoruz demek. O yüzden de gerçekten her gün iyi ki diyerek geçiyor” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: