Gözleri kapalıyken her şeyi gördü! Hep aynı egzersizi yapmış: ‘Geçemediği test yok’

Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr –Gerçek adı Khudah Bukhsh olan Kuda Bux, 1905 yılında safran yetiştiren zengin Keşmirli toprak sahibi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Hayatını değiştiren gelişme ise, Hint sihirbazı Professor Moor’un gösterisini izledikten sonrayaşandı. Yalnızca 2 gün sonra evinden kaçıp Lahore’a gitti ve 13 yaşında Moor’un asistanı oldu.Sonrasında ise Burma (Myanmar), Seylan (Sri Lanka) ve Bombay’ı (Mumbai) dolaşarak gezgin sihirbazlardan, yogilerden ve tiyatro sanatçılarından numaralar ve beceriler öğrendi. Önceleri ‘Profesör KB Duke’ adıyla anılmak isteyen Khudah Bukhsh, sonrasında ‘Kuda Bux’ ismiyle büyülü yeteneklerini geliştirerek sahnelerde boy gösterdi. Bisiklet sürüyordu ancak bu eylemi düşünülenin çok ötesinde yapıyordu. Gösterilerinigözleri hamur, kalın pamuk ve birkaç kat gazlı bezle kapatarak, başının etrafı sıkıca sarılmış bir vaziyette sadece burun delikleri açıkta kalacak şekilde kat kat bandajlar sarılarak yapıyordu. Yetenekleri sadece bunlarla da sınırlı değildi. Aynı zamanda kitap okuyor ve iğneye iplik geçirebiliyordu. Onu ‘X-ışını gözlü adam’ olarak dünyaya tanıtan da akıllara durgunluk veren bu gösterileriydi.

Kuda Bux gözleri ve yüzü kapalı bir şekilde tahtaya yazıyor

Alıntı Metni

PEK ÇOK TESTE TABİ TUTULDU

Kuda Bux, 1935 yılında Doğu’dan gelen sihirbazlara ilginin yoğun olduğu İngiltere’ye doğru yola çıktı. Ülkede ‘X-ışını görüşü’ olarak adlandırdığı gösterisiyle kısa sürede ünlenen Kuda, ‘Paris’te gözleri bağlı bisiklet süren’, ‘Hint alt kıtasından gelen’ ve ‘mistik bir havaya sahip’ gizemli adam olarak tanımlanıyordu. Söz konusu bu durum yeteneklerinin gerçekliğini test etmek için kendisini birtakım testlere tabi tutan şüphecilerin dikkatini çekti.

GÖRMEDEN GÖRÜYORDU

Kuda’nın X-ışını görüşü iddialarını İngiltere’nin ünlü ‘hayalet avcısı’ Harry Price ve ekibi en küçük ayrıntısına kadar inceledi. Teste cerrahi bandajlar, yapışkan bant, pamuk pedleri ve aralarında bir kat pamuk bulunan iki kat kalın siyah pamuktan oluşan özel bir bağlamalı maskeyle gelen Kuda, gözü tamamen bandajlı haldeyken kitap okumayı başardıktan sonra, sırtının arkasındaki masaya bırakılan el yazısı notu da okuyabiliyordu. Söz konusu bu sınav Kuda’yı İngiltere ve Avrupa’nın büyük bölümünde şöhrete kavuşturmaya yetti.

TSK’nın Pars’ı artık konuşuyor! Her hamlede çok yetenekli: Keşfin yıldızı olacak

Alıntı Metni

GERÇEK Mİ YOKSA İLLÜZYON MU?

Peki insanüstü yeteneğiyle nesiller boyu büyüleyen Kuda Bux bunları nasıl yapıyordu? Onun görmeden görme yeteneği, gençliğinde uyguladığı yoğun konsantrasyon egzersizlerine dayanıyordu. “O kadar konsantre oluyorum ki, sadece ateşi ve ateşin soğuk olduğunu görüyorum” diyen Kuda, “İçsel görme duyum aynı zamanda bana ‘X-ışını görüşü’ yeteneklerini kazandırdı. Gençken bir yogi tarafından öğretilen egzersizlerle ‘bilinçli zihni yoğunlaştırarak’ bu duyumu geliştirdim. Bunlar, mum alevinin siyah noktasına ‘çevresindeki her şey kaybolana’ kadar bakmayı ve en çok sevdiği kişinin yani kardeşinin yüzünü tam olarak gözünde canlandırmayı içeriyordu” diye anlattı. Kuda, yıllarca her gece mum egzersizini yaptıktan sonra, 24 yaşına geldiğinde gözlerini kapatıp bir şeye yoğun bir şekilde konsantre olduğunda, baktığı nesnenin ana hatlarını belirsiz, silik bir şekilde görebildiğini, 28 yaşına geldiğinde ise gözlerim bağlıyken bile kitap okuyabildiğini fark etti.


‘DÜNYANIN SEKİZİNCİ HARİKASI’

Kuda’nın başarıları herkesi ikna etmese de popülaritesini hiç kaybetmedi. Röntgen gösterisini inceleyen bazı kişiler, burnunun yanlarından baktığını iddia etseler de bu durum onu etkilemedi. ‘Yüzyılın harikası’ ve ‘dünyanın sekizinci harikası’ gibi ünvanlarla anılan Kuda’nın gösterilerine binlerce kişi akın etti. Ripley’in ‘Believe It Or Not’ (İster İnan İster İnanma) adlı televizyon programının ilk bölümünde yer almakla kalmadı, ‘Hindu Mystic’ adında kendi televizyon programını bile yaptı. Kuda’nın gösterisi o kadar ikna ediciydi ki insanlar onun gerçekten ‘görmeden görebildiğine’ inandılar. Hatta zamanla, duvarların arkasını bile görebildiği söylentileri yayılınca bazı sanatçılar onunla aynı mekânda soyunma odası paylaşmaktan çekinir hale geldi.Sonrasında Londra’yı terk edip ABD’ye taşınan Kuda, 5 Şubat 1981’de Kaliforniya’da öldü.

Zafer Şahin yazdı: Bir garip Eurofighter hikayesi
Attila Gökçe’den Beşiktaş’a sert eleştiri! ‘Sınıfta kaldılar!’