Hurdaya ayrılmış askeri araçlar, gemiler ya da uçaklar neden denize batırılıyor?


Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr –Saros Körfezi son dönemde askeri araçların batırılmasıyla dikkat çekiyor. Geçen mayıs ayında Keşan’a bağlı İbrice Limanı açıklarında hurdaya ayrılan Kıbrıs Barış Harekâtı’na katılan 1960 model bir tankın denize indirileceği açıklanmış veyaklaşık 13 metre derinliğe yerleştirilecek bu tankın, Türkiye’de şimdiye kadar en sığa batırılan araç olacağı belirtilmişti.
Bölge turizmini hareketlendirmesi beklenen bu girişim kapsamında çalışmalar tüm hızıyla sürerken, çevreci projelere bir yenisi daha eklendi. Edirne Valiliği ve Edirne Saros Turizm Altyapı Hizmet Birliği (ESTAB) iş birliğinde yürütülen yeni bir proje kapsamında, Saros Körfezi’ne bir hurda tank daha batırıldı.Peki, kıyıda ömrünü tamamlayan bu askeri araçlar neden denize bırakılıyor?
Saros’a batırılan hurda tank
ASKERİ ARAÇLARLA SU ALTI MÜZESİ KURDULAR
Yapay resifler, tipik olarak genellikle biyolojik özelliklerini kaybetmiş, erozyona uğramış, Türkiye’de boğazlarda olduğu gibi blok gemi geçişlerinin yoğun olduğu ya da sörf geliştirme bölgeleri gibi yerlerde deniz yaşamını geliştirmek ve tedavi etmek için kurulmuş insan yapımı sualtı yapıları. Günümüzde dünyanın birçok noktasında, farklı ülkeler tarafından çeşitli askeri araçların batırılmasıyla oluşturulan su altındaki yapay resiflerine rastlamak mümkün. Bu batık resifler arasında en bilinenlerden biri de Kızıldeniz’de, Ürdün kıyılarının hemen açıklarında, Akabe kasabası yakınlarında bulunuyor.
1985 yılında, Ürdün Kralı İkinci Abdullah’ın isteğiyle dalgıçlar için yapay bir resif oluşturulması yönünde başlayan çalışmalarda ilk olarak ‘Cedar Pride’ isimli yük gemisi batırıldı. 74 metrelik enkaz, 28 metre derinlikte yan yatacak şekilde batırıldı. 1998 yılında bu kez Ürdün Kraliyet Ekolojik Dalış Topluluğu (JEDS) tarafından aynı bölgeye bir ABD üretimi olan M42 uçaksavar topu batırıldı. Duster, kıyıdan sadece 20 metre uzaklıkta ve sadece 6 metre derinliğinde olduğundan, hem şnorkelli yüzücüler hem de dalgıçlar için erişilebilir bir batıktı.
Kasım 2017’de aynı bölgeye C-130 tipi bir askeri kargo uçağı batırıldı. Uçak, tüm kapıları söküldüğü için dalgıçlar için de ilgi çekici bir hale gelmişti. Akabe’de oluşturulan resifin müze haline gelmesi ise 2019 yılında gerçekleşti. Yedi gün süren bir operasyonda, 15 ila 28 metre arasında değişen derinliklerde on dokuz farklı araç eklendi. Batırılan araçlar arasında tanklar, zırhlı personel taşıyıcılar ve askeri helikopterler bulunuyordu ve bu gelişme bölgeyi dalış turizmi için cazibe merkezi haline getirdi. Aynı zamanda bu batıklar, balıklar için de yeni yaşam ve üreme alanları oluşturdu. 2020 yılında bölgeye bir yolcu uçağı daha batırıldı ve alan batıklar ele alındığında daha da zenginleşti.
TÜRKİYE’DE İLK DEĞİL! BAŞKA ÖRNEKLERİ DE VAR
Dalış turizmini ve deniz yaşamını canlandırması için uçak, tank veya gemi batırma işlemleri Türkiye’de de birçok defa yapıldı. 2019 yılında, Edirne’nin İbrice Limanı’nda dalış turizmine katkı sunmak amacıyla Airbus A330 tipi yolcu uçağı batırıldı. Batırılan uçak, dünyanın en büyük uçak batıklarından biri oldu. 2016 yılında benzer bir proje sonucunda Aydın’ın Kuşadası bölgesinde Airbus A300 tipi bir uçak daha denize batırıldı. Benzer işlemler, farklı uçaklarla Antalya, Düzce ve İzmir’de de yapıldı.
2016 yılında yine İzmir’de, yaklaşık 40 yıl İzmirlilere yolcu taşımacılığı hizmeti veren “Alaybey” ve “9 Eylül” vapurları, Karaburun açıklarında dalış turizmine katkı amacıyla yapay resif uygulamasıyla batırıldı. Benzer işlemler Muğla, Samsun ve İzmit gibi birçok şehirde de gerçekleştirildi. Saros Körfezi’nde tank batırma projesinin bir benzeri daha önce Antalya’da yapılmış ve 45 tonluk tank batırılmıştı.