Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Süheyla Aksoy (37), Hollanda’da, aslen Afyonlu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Amsterdam Üniversitesi’nde siyaset bilimi okudu ve ardından da uluslararası ilişkiler yüksek lisansını tamamladı. Global bir vakıfta çalışan Süheyla, eşi ve 8 aylık kızıyla birlikte Londra’da yaşıyor. Vakfın büyük ölçekli sosyal projelere yaptığı yatırımları yönetiyor, Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kurumlarla yakın iş birliği içinde çalışıyor.

‘TÜRKİYE’DE AKTİF OLARAK KULLANILAN SİSTEMLER BURADA YOK’

2018’de kariyerini ilerletmek için Londra’ya taşınan Süheyla, “Başta, Birleşik Krallık’ın büyüdüğüm Hollanda’ya benzer olduğunu zannediyordum. İş açısından beklentilerimin ötesine geçti diyebilirim. Londra bir dünya başkenti olduğu için kariyer anlamında çok daha fazla imkân sundu. Ama refah düzeyi ve sosyal devlet yapısı açısından kısa sürede eksiklikleri fark ettim. Diğer Avrupa şehirlerine göre burada hayat daha çok işe odaklı. Kapitalizm daha sert hissediliyor, kamu hizmetleri yetersiz ve dijitalleşme oldukça geri. Örneğin, e-devlet sistemi hâlâ yok; bu hem Hollanda hem de Türkiye’de yıllardır aktif olarak kullanılıyor” diye konuştu.

Londra’da yaşam şartlarının çok eşitsiz olduğuna dikkat çeken Süheyla, “Eğer burada yoksulsanız, gerçekten yoksulsunuz. Güçlü bir sosyal güvenlik ağı yok. Avrupa’daki en yüksek eşitsizlik oranlarından biri burada. Belediyeler yetersiz bütçelerle ayakta durmaya çalışıyor, bu da konut, altyapı ve sosyal hizmetlere doğrudan yansıyor. Devletin boş bıraktığı alanları sivil toplum kuruluşları ve hayır kurumları doldurmaya çalışıyor ama bu sürdürülebilir bir sistem değil. Ancak sekiz yılın ardından şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Burada yaşamayı değerli kılan şey insanlar. İngilizler genelde mesafeli ve dolaylı iletişim kuran kişiler olarak bilinir ama ben onları nazik ve yardımsever buldum. Burada çok güzel dostluklar kurdum” diyerek şunları söyledi:

‘ŞU ANDA ORTALAMA KİRALAR 150 BİN TL’

‘Düşük yaşam standartlarına ve insanların bunu kabullenmiş olmasına hâlâ alışamadım’diyen Süheyla, “Hem Hollanda’yı hem Türkiye’yi kıyaslama şansım olduğu için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Aslında belli bir gelir düzeyine sahipseniz, hem Türkiye hem İngiltere keyifli bir yaşam sunabilir. Ama Londra’daki yoksulluk, evsizlik ve uyuşturucu kullanımı o kadar göz önünde ki; ne alışabiliyorum ne de alışmak istiyorum” dedi.

Covid sonrası yaşam maliyeti ciddi şekilde arttığına dikkat çeken Süheyla, “Kira fiyatları yaklaşık yüzde 30 yükseldi. Şu anda ortalama kira bedeli yaklaşık 2 bin 700 sterlin yani 150 bin TL’ye denk geliyor. Bir ev kiralayabilmek için gelirinizin, kira tutarının 30 katı olması gerekiyor. Eğer çocuğunuz varsa, buna bir de aylık yaklaşık 30 bin TL’lik kreş masrafı ekleniyor, faturalar hariç. Gerçekte bu, gelirimizin yarısından fazlasının sadece kira ve temel ihtiyaçlara gitmesi demek. Ev almak zaten bizim için mümkün değil. Ne ben ne eşim aileden gelen birikime sahibiz ve peşinatlar 100 bin sterline (5.5 milyon TL) kadar çıkabiliyor. İyi eğitimli iki insan olarak bu tablo bazen gerçekten moral bozucu” ifadelerine yer verdi.

‘TÜRKİYE’DEKİ AKRABALARIM BİZDEN İYİ DURUMDALAR’

Tüm zorluklara rağmen burada yaşamayı sevdiğini söyleyen Süheyla, “Londra bana kariyer anlamında büyük fırsatlar sundu. Özellikle içinde bulunduğum alan olan sosyal yatırım ve hayırseverlik sektörü burada çok gelişmiş. İngilizce çalışılan bir ortamda olmak uluslararası açıdan da büyük avantaj. Ayrıca bu şehrin enerjisine bayılıyorum, her gün farklı, her yıl başka bir hikâye. Anne olduktan sonra da ebeveynler için çok canlı bir sosyal hayat olduğunu keşfettim. Etkinlikler, buluşmalar, destek grupları, Londra gerçekten yaşayan ve yaşatan bir şehir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki yaşamla kıyaslandığında Londra’da eksikliğini hissettiği en temel şeyi sorduğumuz Süheyla, “Yaşam kalitesini, taze ve uygun fiyatlı yiyecekleri, güzel havayı ve daha sakin yaşam temposunu. Hayatı zenginleştiren basit şeyler burada çok kolay göz ardı ediliyor. Türkiye’yi hiç terk etmeyen akrabalarım birçok açıdan bizden daha iyi durumda ve açıkçası bizim yurtdışı hayatımıza pek de özenmiyorlar” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: