Tıp fakültesinden sahil tezgahına! Akıllarına bile gelmezdi: ‘O günü unutamıyoruz’


Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr –Yiğit Burçoğlu bu yıl, memleketi Denizli’de Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’nde stajyer doktor olarak görev yapmaya hazırlanıyor. Kız arkadaşı İlayda Vidinli ise Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde stajına başlayacak. Tıp fakültesinin son yılına gelen genç çiftin ortak bir hayali var: Yurt dışında hem staj yapmak hem de yeni yerler keşfetmek.
Ancak ikisi de bugüne dek hiç yurt dışına çıkmadığı için bu hayal onlar için bir bilinmez. “Avrupa’yı sadece anlatılanlardan ve kendi araştırmalarımızdan tanıyoruz” diyen ikili, bu hayali gerçekleştirmek için yaz tatilinde sıra dışı bir adım attı. Kumaş seçip dikiş öğrenerek toka üretmeye başlayan çift, sahillerde kendi elleriyle ürettikleri tokaları satarak para biriktirmeye başladı. “Çalışma hayatına atılmadan önce Avrupa’da bulunmak, hastane koşullarını görmek, gözlem yapmak istedik” diyen genç çift, bu sürecin maddi külfetinin farkında: “Vize, konaklama, ulaşım, yeme-içme gibi temel ihtiyaçlar bile oldukça pahalı. Ailelerimize tamamen yük olmak istemedik. Erasmus hibesi almak da hem yeterli değil hem de oldukça zorlayıcı.”
‘GÜNDE 100 TANE SATTIĞIMIZ DA OLSUN HİÇ SATAMADIĞIMIZ DA’
İkili, geçtiğimiz yaz nasıl para kazanabileceklerini düşünürken, klasik bir maaşlı işten daha fazlasını yapmak istediler. Bir gün Çeşme’de dolaşırken İlayda çok güzel bir toka beğendi. Almak istediler ancak fiyatı 150 TL’ydi ve bu bir toka için yüksek bir ücretti. İlayda Vidinli,“Bu tokayı annem diker” dedi ve kafalarında o an bir fikir belirdi. Yıllardır tekstil işçisi olan annesi çocuklara destek için hemen kollarını sıvadı. Fikirlerini anlattıkları gibi İlayda’nın annesi hemen büyük bir dikiş makinesi aldı ve ilk tokalarını böylece dikmiş oldular. Hemen kendi seçtikleri kumaşlarını aldılar. Dikmeyi öğrendiler. Rengarenk bir sürü toka diktiler. Sıra ise tokalarını satacak bir yer bulmaya gelmişti. Bunun için de Didim’e giden ikili, sahil kenarında ilk satışlarını yapabilmek için kolları sıvadı.
Didim’de sahilde ve amfi tiyatro çevresinde satışa başladılar. Ancak her gün aynı yerde satış yapamayacaklarını fark ettiler. Hem gezmek hem de daha fazla insana ulaşmak için kıyı şeridinde dolaşarak satış yapmaya karar verdiler. İzmir’i denediklerini ama başarılı olamadıklarını dile getiren ikili şunları söyledi:
‘YANIMIZDAKİ TÜM TOKALARI SATIN ALDILAR’
Bu satışlar sırasında unutamadıkları çok fazla anılarının olduğuna değinen çift, “Akyaka‘da toka satarken yine bir masaya doğru yaklaştık, bizden 4-5 toka almak istediler ki bu zaten fazla bir satış demek oluyor, insanlar 1-2 tane alırlar normalde. Yine aynı mekanda diğer masalara sorarken arkadan bize ‘Çocuklar gelin buraya’ diye seslendiler. Meğer, doktor ablalarımızmış. “Yanınızda ne kadar toka varsa hepsini verin, gidin sahilde oturun ve eğlenin bugün” demişlerdi. Biz o an onlara 70 toka satmıştık. Harika bir andı. İkinci aklıma gelen şey de, Didim’de sahilde yine toka satarken bir abi bizden kendi çocukları için birkaç toka aldı. Sonra bizi çok sevdiğini söyleyip banka hesabımızı isteyip bize yüklü miktarda para göndermişti. İlk defa birinden karşılıksız böyle bir iyi niyet görmüştük. Aslında toka satmaktan çok insanların bize içlerinden gelerek verdikleri paralardan bir birikim yapabildik” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
‘TIP ÖĞRENCİSİ OLARAK TOKA SATACAĞIMIZI TAHMİN EDEMEZDİM’
“İlayda’nın annesi en başından beri destekçimiz”diyen Yiğit Burçoğlu, “Dikiş makinesi alması, bize toka dikmeyi öğretmesi çok kıymetli. Kışın biz okurken tokalarımızın hepsini annesi dikti. Biz de yazın dikmeyi öğrenip kendimiz dikmeye başladık ama her zaman yanımızdaydı. Benim ailem ise Didim’de satış yaptığımızda yanımızdaydı. Hiçbir zaman ‘İzin vermiyorum, yasak, sadece mesleğinizi yapın, başka yerlere gitmenizi istemiyorum’ gibi engellerle karşımıza çıkmadılar. Hevesimizi gördüler ve yapabildikleri şekilde destek oldular” bilgisini paylaştı.
“Bizim gibi hedefleri olan birçok Türk genci var. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ve daha iyisini hepimiz hak ediyoruz’ diyen genç çift, “Hedefi bizden çok farklı da olsa, sadece şikayet etmek ya da ben zaten yapamam demek yerine yapabileceği alternatif bir yolu mutlaka olduğunu bilsin. Ben tıp öğrencisi olarak toka satacağımı bundan 2 yıl önce tahmin bile etmezdim. Ancak hayat benim karşıma bunu çıkardı ama biz de bunun için mücadele ettik. Belki şans da bizden yanaydı ve henüz yolumuz bitmese bile yaklaştık. Hedeflerimize hiç olmadığımız kadar yakınız ama önümüzde yeni upuzun yollar açıldı. Hâlâ desteğe ihtiyacımız var. Hedeflerimiz için mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor. Bu yolla olmasa da kendi yolunda bambaşka alternatifleriyle bunu başarabilecek güçlü bir yeni Türk nesli olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
‘İNSANLARI ANLAMAK BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ’
“Mesleğimiz dışında başka bir iş yapıyor olmamız, diğer insanları anlamamızı daha çok sağladı”diyen İlayda ve Yiğit, “Eskisine göre bambaşka bir empati düzeyinde olduğumuza eminim. Her şeyden önce bir güleryüzün ne kadar çok değiştireceğini adımız gibi biliyoruz. Mesleğimizdeki maalesef eksik olan bu tarafın kendi hekimliğimizde olmayacağından eminiz. Bazen de insanlara aynı şekilde yaklaşsan bile bambaşka tepkiler alacağımızı da biliyoruz. Herkes aynı yaradılışta değil ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey olmayabilir, bu senin suçun değil. Bir de kendimizden öğrendiğimiz, her insanın içinde apayrı tahmin bile edemeyeceğimiz farklı dünyalar var. Sahilde gördüğü toka satan iki gencin içinden böyle bir hikaye çıkacağını kim tahmin edebilir” diyerek sözlerini şöyle noktaladı: